7 Aralık 2011 Çarşamba
Pijama partisi:))
Partideki favorim Evra :))tabii bide arkadaşları....hepside birbirinden şeker.. selam ve dua ile....
18 Kasım 2011 Cuma
ALLAHIN SADIK KULU
'Motion Capture' tekniğiyle çekilen ilk uzun metrajlı animasyon filmi 'Allah'ın Sadık Kulu: Barla', Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'nin sıkıntı, çile ve mücadele dolu hayatının en çarpıcı dönemlerinden biri olan 'Barla Hayatı'nı animasyon türüyle beyazperdeye aktarıyor. Film, Anadolu'nun ücra bir köşesinde tecrit edilmeye çalışılan bir alimin iman hakikatlerine dayanarak, sonradan tüm dünyayı saran bir 'muhabbet ve adanmışlık' hikayesini ele alıyor. Film, her ne kadar animasyon tarzında olsa da, gerek kahramanı, gerekse anlatım tekniği ile küçük-büyük herkesin ilgisini çekmeyi başarıyor.
Biz dün akşam Evrayıda götürdük ilk yarısına kadar soluksuz seyrettı . geri kalan kısmını uykuda tamamladı . Alması gerekenı almiştır heralde.. öyle umud ediyoruz:)) seyretmeyenler için bu hafta sonu iyi bir fırsat tavsiye edilir.. selam ve dua ile...
Biz dün akşam Evrayıda götürdük ilk yarısına kadar soluksuz seyrettı . geri kalan kısmını uykuda tamamladı . Alması gerekenı almiştır heralde.. öyle umud ediyoruz:)) seyretmeyenler için bu hafta sonu iyi bir fırsat tavsiye edilir.. selam ve dua ile...
16 Ekim 2011 Pazar
Muhteşem Konstantiniyye....
İstanbul kadar güzelsin aşksın ,tutkusun pamuk şekerisin kısacası her şeysin ... yani İstanbulsun muhteşemsin varmı gerisi ve ötesi .
9 Ekim 2011 Pazar
SELEN SERVİ EVRA İLE....
valide sultan camisinde dua ederken karşilaştık kendisiyle .Evra ile sıcak bir iletişimi oldu ve fotoğraflarada böyle yansıdı.o ana kadar Selen Servinin ünlü bir şarkıcı olduğunu bilmiyorduk.
http://www.youtube.com/watch?v=_0CVjvzygw8&feature=player_embedded
http://www.youtube.com/watch?v=_0CVjvzygw8&feature=player_embedded
27 Ağustos 2011 Cumartesi
2 Ağustos 2011 Salı
Hayat hep tatil olsa ,uzansak sonsuza:))
tatil biteli epey oldu ama biz normal moda bir türlü giremedik sıcaklardan. Kararımı verdim en sevdiğim mevsim kış artık soğuktan kıpkırmızı olmalı burnum üşümeliyim ben:))
Evranın kızak keyfi caillou dan özendik bizde yapalım dedik . çokda eğlendi cimcime teşekkürler caillou;))
dipnot:herkesin ramazan ayı mübarek duaları kabul olsun.. tutmayan dın kardeşlerimdende ricam gözümüzün önünde yıyıp içmeyin su şişelerini diklemeyin evinizde beslenin ....selam ve dua ile...
6 Haziran 2011 Pazartesi
çok uzun zamandan sonra....
uzun zaman oldu yazmayalı özlemişim blogları .yoğun ve yorucu günler geçirdik ailecek. cok sevdiğimiz tuzlaya veda ettik dahadoğrusu taşındık .ne zor şeymiş taşınmak resmen canımız cıktı .yorgunluğumuz daha çıkmadan Amerikaya gittik geldik .. şimdide Bursaya gitmek için hazırlıklara başladık tatili fazlasıyla hakettik . oyomuzu türkiyenin en temiz en pak en ak partisine atip doğru bursaya özledik seni Bursa..uzun zamanın özeti bundan ibaret herzaman olduğu gibi selam ve dua ile.....
1 Mart 2011 Salı
hoşçakalın....
ne yazıkkı hiç bir şey açılmıyor... bu site mahkeme kararıyla kapatılmıştır sınır bozucu bır yazı çıkıyor. mutlu kalın sizleri seviyorummmm...
21 Şubat 2011 Pazartesi
mantı aşkı:))
Bugün becerikli bir okadarda marifetli arkadaşimiz Betülde toplandık. Evra bende gelicem bende mantı yiycem diye tutturunca okulu astık bizde .
okul asılırmı mantı için bilmiyorum ama,
Bildiğim tek şey mantı bir harikaydı...tarif derseniz ben bu zor mamalar için sadece yeme kısmındayım.:))iyi bir hafta olur herkes için inş.mutlu kalın.
okul asılırmı mantı için bilmiyorum ama,
Bildiğim tek şey mantı bir harikaydı...tarif derseniz ben bu zor mamalar için sadece yeme kısmındayım.:))iyi bir hafta olur herkes için inş.mutlu kalın.
17 Şubat 2011 Perşembe
zirvede kal ,yanımda kal, kalbimde kal:))
kimi ne hayat merdivenleri ikişer ikişer çikarttırır kimine ise teker teker sabırla umutla...umudumuz gerçekleşmek üzere.. Evra ile kurduğum tüm düşlere yeni yeni kararlarla yol almak üzere...
çıkışların olduğu yerlerde,
muhakkak zirvede olmalı,
inişlerin olduğu yerlerde düşüncelerde....hep burda kal zirvede....seni çok seviyorum....
çıkışların olduğu yerlerde,
muhakkak zirvede olmalı,
inişlerin olduğu yerlerde düşüncelerde....hep burda kal zirvede....seni çok seviyorum....
13 Ocak 2011 Perşembe
Ağaç kakan:))
sence ben bu ağaca tırmana bilebilirmiyim ,tırmana bilebilemezmiyim:))tabiki tırmana bilebilirsin Evra bu neki çocuk oyuncağı.... tırmanmaya kalkışmasın diye elimden geleni yaptım . sonuç başarısız...
tırmanabilebilmiş:))aaaaaaaa düştün düşeceksin Nidalarıyla.....
Boyundan büyük işlere kalkışmasalar ,Anne ne diyosa ooooooo olsa keşke
9 Ocak 2011 Pazar
GAZZE ....
Biz çocukların öldüğü her yere Gazze diyoruz
Artık dünyanın neresinde bir çocuk ölürse orası Gazze’dir. Bir bebek bir yaşına girerken ağzında emzik değil, kurşun taşıyorsa orası Gazze’dir.
Bebeklerin uykulu gözleriyle annelerinin memelerini ararken, kor gibi yanan namluları emmeye başladıkları yerin adı Gazze’dir. Yağmur bir futbol sahasında çocuğun atacağı golleri yutmak için sırada beklerken, çocuğun çelimsiz vücudunu kurşun yağmurları yutuyorsa orası Gazze’dir.
Okula gitmek için erkenden kalkmış ve saçlarını ören annesinin parmaklarından sızan merhameti kana kana içen kız çocuğu, henüz evinden çıkmamışken damlarına düşen bir bombayla birlikte duvarların altında kalıyorsa orası Gazze’dir. Çocuk bir varilin arkasına sığınmaya çalışırken, kurşun önce saklanıp, çocuk kafasını uzattığı anda alnından sobeliyorsa orası Gazze’dir. Okulun bahçesinde ip atlayan kız çocuğu tam gökyüzüne yükselmişken, kurşunlar gri kanatlarıyla gelip kızı başka göklere kaçırıyorsa orası Gazze’dir.
Artık dünyanın neresinde bir çocuk ölürse orası Gazze’dir. Gazze, çocukların öldüğü yerlerin adıdır bundan böyle. Bir çocuk sıtmayla, tüberkülozla, yüksek ateşle ve daha bilmem hangi hastalıkla ölürse ölsün, öldüğü yer neresi olursa olsun, biz oraya Gazze diyeceğiz. Duvarların çepeçevre sardığı bir ölüm kampına dönüştürülen Gazze’de, çocuklar ölmeye devam ettiği sürece hiçbir masal tamamlanamayacak, hiçbir çocuk şarkısı melodisini bulamayacak, hiçbir oyunun sonu gelmeyecek, hiçbir top zıplamayacak, hiçbir tebeşir tahtaya yazmayacak. Çocukluk dünyasına dair hiçbir renk gerçek yüzüyle insanların gözüne görünmeyecek bundan böyle. Çocuklar eksildikçe, eksilecek herkes ve her şey…
Paul Virilio, yaşlı bir Japon dostunun kendisine şöyle söylediğini aktarıyor: “Amerikalılar’ı bağışlayamamamın nedeni Hiroşima’nın yalnızca bir savaş eylemi değil, bir deney olması.” Savaş bir gün anlaşılabilir ve belki de bütün kıyıcılığına rağmen insanlık tarihinin sayfalarından dışarıya çıkamayacak şekilde geride bırakılabilir. Pek çok savaşı kolektif zihnin geniş ve karanlık koridorlarında bıraktık.
Bir kenara not edelim; Gazze’de de artık savaş yok! Buna savaş demek bir deney halini görmezden gelmek demektir. Şöyle söylemek de mümkün artık dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan masum ve mazlum halklar üzerine girişilen bir saldırı Gazze’den ilhamla daha acımasız hale dönüşebilir. Gazze gittikçe şiddetin deney alanına dönüşüyor zira…
TARIK TUFAN
Bebeklerin uykulu gözleriyle annelerinin memelerini ararken, kor gibi yanan namluları emmeye başladıkları yerin adı Gazze’dir. Yağmur bir futbol sahasında çocuğun atacağı golleri yutmak için sırada beklerken, çocuğun çelimsiz vücudunu kurşun yağmurları yutuyorsa orası Gazze’dir.
Okula gitmek için erkenden kalkmış ve saçlarını ören annesinin parmaklarından sızan merhameti kana kana içen kız çocuğu, henüz evinden çıkmamışken damlarına düşen bir bombayla birlikte duvarların altında kalıyorsa orası Gazze’dir. Çocuk bir varilin arkasına sığınmaya çalışırken, kurşun önce saklanıp, çocuk kafasını uzattığı anda alnından sobeliyorsa orası Gazze’dir. Okulun bahçesinde ip atlayan kız çocuğu tam gökyüzüne yükselmişken, kurşunlar gri kanatlarıyla gelip kızı başka göklere kaçırıyorsa orası Gazze’dir.
Artık dünyanın neresinde bir çocuk ölürse orası Gazze’dir. Gazze, çocukların öldüğü yerlerin adıdır bundan böyle. Bir çocuk sıtmayla, tüberkülozla, yüksek ateşle ve daha bilmem hangi hastalıkla ölürse ölsün, öldüğü yer neresi olursa olsun, biz oraya Gazze diyeceğiz. Duvarların çepeçevre sardığı bir ölüm kampına dönüştürülen Gazze’de, çocuklar ölmeye devam ettiği sürece hiçbir masal tamamlanamayacak, hiçbir çocuk şarkısı melodisini bulamayacak, hiçbir oyunun sonu gelmeyecek, hiçbir top zıplamayacak, hiçbir tebeşir tahtaya yazmayacak. Çocukluk dünyasına dair hiçbir renk gerçek yüzüyle insanların gözüne görünmeyecek bundan böyle. Çocuklar eksildikçe, eksilecek herkes ve her şey…
Paul Virilio, yaşlı bir Japon dostunun kendisine şöyle söylediğini aktarıyor: “Amerikalılar’ı bağışlayamamamın nedeni Hiroşima’nın yalnızca bir savaş eylemi değil, bir deney olması.” Savaş bir gün anlaşılabilir ve belki de bütün kıyıcılığına rağmen insanlık tarihinin sayfalarından dışarıya çıkamayacak şekilde geride bırakılabilir. Pek çok savaşı kolektif zihnin geniş ve karanlık koridorlarında bıraktık.
Bir kenara not edelim; Gazze’de de artık savaş yok! Buna savaş demek bir deney halini görmezden gelmek demektir. Şöyle söylemek de mümkün artık dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan masum ve mazlum halklar üzerine girişilen bir saldırı Gazze’den ilhamla daha acımasız hale dönüşebilir. Gazze gittikçe şiddetin deney alanına dönüşüyor zira…
TARIK TUFAN
7 Ocak 2011 Cuma
HÜR ADAM
Bugün sabah Evrayı okula bıraktım. arkadaşlarla pendorya ya gidip filmi seyrettik. inanılmaz bir ilgi vardı filme çok kalabalıktı.Çok etkileyi bir şekilde anlatılmış said nursinin hayatı . Filmi seyredın derim farklı bir maneviyat yüklüyor ınsana. EKMEKSİZ YAŞARIM HÜRİYETSİZ YAŞAYAMAM. Güzel bir hafta sonu olur inş dua ile....
4 Ocak 2011 Salı
GÖZGÜ....
keşke dünyadaki herkes benim sevdiğimi sevseydi..
Ne güzel ...bütün sözlerimiz sevgi üzerine olurdu.
Gül ağlama gül bize
Ele diken gül bize
Gül olanın yüzünde
Gül açılır gül bize
İskender pala serisine devam şimdi sırada gözgü var. Hava çok soğuk evin kızı okulda annede kitapların arasında....Bu aralar halimiz bundan ibaret. dua ile...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)